Rüzgar mumu söndürür, ateşi körükler. Nassim Nicholas Taleb
Oğlum Eren’le 7–8 yaşlarındayken iş hayatı üzerine sohbet ediyoruz. Mesleğim nedir? İş günüm nasıl geçiyor? Onun okul sorumluluklarına karşılık benim sorumluluklarım neler vs.
Eren, sen iyi bir komutansın. Tecrübelisin, ekibinde askerlerin gibi, onları düzene sokuyorsun, onlarla hep toplanıyorsun dedi.
Ben kendimi lider, yönetici, müdür diye nitelendirirdim ancak komutan demek aklımdan geçmemişti. Metaforu çok hoşuma gitti.
Peki Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı’na Göre İyi Bir Komutan Nasıl Olmalı?
Komutan, yaratan demektir. 1932 (İsmail Habib Sevük, Atatürk İçin, s. 85)
Komutanlar, astlarından yüksek ve bilgili olmalıdırlar. (Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., s, 78)
Komutanların en büyük cesareti, sorumluluktan korkmamalarıdır.1918 (M. Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, Afetinan, s. 41–42)
Eksiksiz bir komutanı oluşturan şey, eksiksiz ahlâktır. 1930 (Afetinan, M.B. ve M.K. Atatürk’ün El Yazıları, s. 112)
Komutanlar, her vaziyet ve andaki duruma karşı gereken önlemleri duraksamadan ve hızla almak zorundadırlar. 1914 (Mustafa Kemal, Z. ve K. Hasbıhâl, s. 22)
İyi bir komutan için her şeyden önce çok çevik, tecrübeli, bilgili, cesur, sorumluluk sahibi, iyi ahlaklı, hızlı karar alabilen olmalı diyebiliriz sanırım.
Günümüzün sürekli değişen dünyasında, siyasal belirsizlikler, ekonomideki dalgalanmalar, dijital dönüşümün yarattığı süreçlerdeki değişiklikler, artan çalışan talepleri ve müşteri beklentileri, sosyal ve çevresel faktörler gibi bir çok etken nedeniyle her gün yeni çözümler, yeni fikirler, yeni stratejiler yaratmak ve ardından kuruluşlarımızı öngörülemeyen bir geleceğe yönlendirmek için çaba gösteriyoruz.
VUCA döneminde, ekip çalışması, her başarılı işin arkasındaki güç diyebiliriz. Çalışanlar bir araya geldiğinde, hedefle ilgili ortak bir vizyonu paylaştığında, güçlü yanlarını bir araya getirdiğinde, zayıf yönlerini tamamladığında ve ihtiyaç anında birbirlerine yardım ettiğinde üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur diye düşünüyorum.
Çalışanların ve yöneticilerin %97‘si bir ekip içindeki uyum eksikliğinin bir görevin veya projenin sonucunu etkilediğine inanıyor. Peki, kuruluşumuzda sağlıklı bir ekip çalışması kültürünü teşvik etmek için neler yapabiliriz?
İşte ekibimizi harekete geçirmemize yardımcı olacak 7 ipucu:
(Her grup toplantımızda eğlenceli, öğretici, takım sinerjisini arttırıcı aktiviteler de yapmaya çalışıyoruz. İlgili başlıklar altına birkaç örnek de yazdım, belki sizlerde uygulamak istersiniz.)
1. Beklentiler konusunda net ol. Hiçbir şey, çalışanların motivasyonunu asla beklentimizi karşılayamayacakları hissinden daha hızlı yok edemez. Net, ölçülebilir (SMART) hedefler üzerinde anlaşın. Ardından, geri çekilin ve izleyin.
Agile metodolojisini eğlenceli bir oyunla deneyimleyerek Pixel Town inşa ettik. Backlog da hedeflerimiz vardı, her takım sprint’lerde yapacağı taskları seçti, kimini tamamlayabildi, kimini tamamlayamadı. Retrospective toplantısı da yaparak, neler iyi gitti, neler kötü gitti, neler geliştirilebilinir, hedef değerlendirmesi yaptık.
2. Eğlence şart. İşin sıkıcı ve tatsız olması gerektiğini kim söyledi? Tabii ki, her zaman yapılması gereken sıkıcı faaliyetler olacaktır. Ancak bu hoş, samimi bir ortam yaratmamıza engel değil; başarıları kutlamak, arkadaşlığın tadını çıkarmak, etkinliklerde keyifli vakit geçirebiliriz.
Ters Yüz, Inside Out animasyon filmini öncesinde seyrettik, üzerine sohbet edip, kahoot da yarışma yaptık.
Hikayemizi yazıyoruz etkinliğinde herkes 1 er cümle söyledi ve hayal gücümüzü kullanarak keyifli bir hikaye oluşturduk.
Kahkaha Yogası etkinliğini, ŞD Partner Danışmanlık, Şengül DEMİR ile yaptık. Gülmek sağlık da dahil olmak üzere hayatımızın birçok yönünü, refah ve enerji düzeylerini etkiler. Bu nedenle her zaman güne gülümseyerek başlayalım.
3. Olumlu davranışları fark et. Şirketinizde hangisi daha çok dikkat çekiyor: Doğru bir şey yaptığınızda mı yoksa yanlış bir şey yaptığınızda mı fark ediliyorsunuz?
Olumsuz davranış ve performansa odaklanarak, aslında aynı şeyi daha fazla teşvik ediyor olabiliriz. Bunun yerine, neden Caught Being Great anlamına gelen bir kampanya başlatmıyoruz! Olan olumlu şeyleri bulmak ve tanımak için bir çalışma başlatalım, bu fark yaratacak.
Teşekkür Seansı yaparak o dönemde yaptığımız kritik işleri konuşuyoruz, yaşadığımız zorlukları, deneyimimizi ve hikayemizi paylaşıyoruz. Marifet iltifata tâbidir.
4. Doğruyu Söyle. İster inanın ister inanmayın, morali her şeyden daha hızlı bozabilecek bir şey güven eksikliğidir. Dürüst ol, sözünü tut, adil ol ve asla dedikodu yapma. Bunlar eski moda değerler gibi görünebilir, ancak ekip çalışması ve sadakat atmosferi oluşturmak için vazgeçilmez temel taşlarıdır.
5. Takdir Et. Unutmayın, para her şey değildir. Aslında, ekip üyelerini motive etmeye gelince, para hiçbir şey değildir! Para, yalnızca biri iş ararken önemlidir. Ekip üyeleri, işte iyi performans gösterdikleri için takdir ve tanınma isterler. Onlara ücretli çalışanlardan ziyade gönüllülermiş gibi teşekkür et. Gerçek şu ki, minimum performans standardının üzerinde olan ekip üyelerinin yaptığı her şey gönüllüdür. Öyleyse neden çabalarını kabul etmiyor ve onları övmüyoruz?
6. Katılımcı Ol. Ekip üyelerini kararlara dahil etmeye çalış. Düzenli Kişisel Gelişim Görüşmeleri yap. Yeni fikirleri ve yapıcı geri bildirimleri teşvik et. Katılımcı olanlar, projeyi sahiplenme ve çabalarını katlama eğilimindedir.
“Daha İyi Bir Versiyon Sen 2.0” gelişim programı yaptık ve birbirimizle odaklanacağımız konuları paylaştık ve uyguladıktan sonra deneyimlerimizi paylaştık.
7. Ödüller / Teşvikler. Teşvik programları planlarken, ekip üyelerinizi neyin motive edeceğini bulmak için zaman ayır. Neyin ilham vereceğini keşfetmeye çalış.
Bazende imkansızlıklar oluyor, ancak imkansızlıklar başarıya engel değildir.
Ne yazık ki, birçok şirket en değerli varlıklarının işgücü olduğunun farkında değil.
Enerjimizi arttıran, içinde bulunmak istediğimiz kültür
• Güven veren
• Başkalarına yardım eden
• Ümit veren
• Çıkış yollarını hep gören
• Gülümseten
• Teşekkür eden
• Özür dileyebilen
Enerjimizi düşürenler ise,
• Sürekli engel koyan ve sınırlayan
• Problem yaratan
• Takdir etmeyi önemsemeyen
• Olayları büyüten
• Suratsız ve kibirli olan
• Samimi ve içten olmayan
• Herseyi eleştiren
• Meraklı olmayan
Mükemmel, uzun dönemli ve sürdürülebilir iş sonuçları üreten,
Her birimle uyumlu çalışan ve organizasyonun ana hedeflerini gerçekleştirmesine aktif katkı sağlayan,
Sorumluluk alanı dışındaki projelerde de görev alan ve bu projeleri üstün başarıyla sonuçlandıran,
Yeniliklerin ve değişimin öncüsü olan, yenilikçi öneri ve uygulamalar geliştiren,
Kriz durumlarında hızlı ve doğru kararlar veren,
Şirket içerisinde duyulmuş, herkesçe bilinen başarılara imza atan,
çalışanlar için rol model olmamız önemli.
Liderlik yolculuğunda birkaç pratik öneriyi hatırlayalım
• Görünür ol- Orada olmanın gücünü kullan
• Duyulur ol- Sesinin gücünü kullan
• İleriye bak- Değerlerinin ve umudun gücünü kullan
• Takım ol- İşbirliğinin gücünü kullan
• Asla vazgeçme, işi yarıda bırakma- Dayanmanın gücünü kullan
• Başkalarını yukarı çek- Başarıyı paylaşmanın gücünü kullan.
Tek başımıza çok az şey yapabiliriz; birlikte, çok şey yapabiliriz. — Helen Keller
Dinleyicilerini uyutan değil, uyandırıp ilham veren konuşmacı olabilir miyim?
Pek çok farklı nedenle sunum yapmamız gerekiyor.
Araştırma sonuçlarımızı ekip arkadaşlarımıza sunmak,
Bir müşteriye veya yatırımcıya bir proje fikri ya da kavram hakkında bilgi vermek,
Bir iş görüşmesinde özgeçmişimizi sunmak,
Sektörel bir etkinlikte veya konferansta konuşma yapmak
Sunumun amacını izleyicilerimizin duygusal ihtiyaçlarının, bilgi eksikliğinin giderilmesi, bilginin aktarılması olduğunu düşünüyorum. Yapacağımız sunum,
İkna etmeyi hedeflerken,
Esasında duygusal bir satıştır,
Fikirlerin, görüşlerin, ürünlerin veya hizmetlerin satışıdır,
İzleyicileri davranış değişikliğine, harekete geçmeye motive edebilmelidir,
Etkileyici slaytlar oluşturmak sunumumuzun akılda kalıcı olmasını sağlayarak daha fazla ve daha ilginç fırsatlar yakalamamıza olanak verebilir.
Ancak dinleyicilerimizin dikkatlerini ilk anda çekmek ve ilgilerini sürdürmek en önemli kısımdır.
Beginning of a Story-Canva
Hikaye anlatmak çok iyi yöntemdir. Hikaye anlatıcılığı; anlatıcı, dinleyici ve hikaye üçgeninde icra edilen bir sanattır. Hikaye anlatmak demek dinleyiciye hayal kurdurmak demektir.
Bir diğer yöntemde görsel kullanmaktır. Görsellerin beynimizde kelimelerden çok daha fazla iz bıraktığını biliyor muydunuz?
Görseller izleyicilerin ne hakkında sunum yaptığımızı hatırlamalarına, hikaye anlatmamıza ve dinleyicilerimizin katılımını sağlamamıza yardımcı olur.
Show Don’t Tell-Canva
Dünya genelinde günde milyonlarca sunum yapılıyor. Bu sunumların çoğunun başarısız sıkıcı veya uyutucu olduğu söyleniyor.
“Sıkıcı olmanın sırrı bellidir. Buda her şeyi anlatmaya çalışmaktır.” Voltaire
Unutmayalım ki sunum, slaytlarımız değildir, sunum biziz❗Sunum bizim performansımız.
Dinleyicilerimizin herhangi bir şey bildiklerini varsaymadan, anlatacağımız şeyleri iyi şekilde ifade ettiğimizden emin olmamız gerekir.
Sunum matematik midir? Sanat mıdır?
Sunum hem bilimseldir-matematiktir, hem sanattır. Sunumunuzun %90’ını dinleyicilerin %99’u anlayabilmelidir.
Örneğin, Steve Jobs iPod’un tanıtımını yaparken cihazın hafızasını 5GB olarak belirtseydi çoğunluğun kafasında bir şey canlanmayacaktı. Jobs 5GB yerine 1000 şarkı diyerek, hem dinleyicilerin ilgisini çekti hem de verdiği bilginin anlaşılır olmasını sağladı.
Etkili bir sunum yapmak, lezzetli bir yemek servis etmeye benzer; ikisinin de mutfağı, hazırlığı çok önemlidir.
Sunumumuzu interaktif yaparsak, izleyiciyi sunuma katarsak, onların ilgisini çekeriz. İzleyici sunuma katılınca, pasif durumdan aktif duruma geçer.
Başarılı birkaç sunum tekniğine göz atalım.
TED Konuşmaları’nın her zaman mükemmel olmasının sebebini merak ettin mi hiç?
Katıldığın sıkıcı slayt gösterisi sunumlarıyla kıyasladığında TED Konuşmaları gerçekten çok etkileyici değil mi? Sırlarına göz atalım.
1-Konuşmacılar sunum sürelerini 18 dakika ile sınırlıyorlar. 18 dakika ciddi konuşabilmek için yeterli izleyicileri sıkmak için de kısa diyorlar.
2-İçindeki Ustayı Çıkar: Eğer konunuzu etkileyici, ilginç ve harika buluyorsanız izleyicinizin de öyle bulması büyük bir olasılıktır.
4–Sohbet Et: İçeriğinizi durmaksızın prova yaparak, öyle içselleştirin ki sunumu yakın bir arkadaşınızla sohbet eder gibi rahatça yapabilin. Belli bir beceride ustalaşmak için 10.000 saat gerektiği bilinen bir teoridir.
5-Bana Yeni Bir Şey Öğret: İnsan beyni yeniliği sever. Bir sunumda tanıdık olmayan, alışılmamış bir unsur izleyicinin ilgisini çeker, onları daha önce yerleşmiş kavramlardan silkeler ve dünyaya yeni bir bakış açısı kazandırır.
6-Ağızları Açık Bırakan Anlar Yarat: Ağızları açık bırakacak an, sunumu yapanın şok eden, çarpıcı ya da şaşırtıcı bir an sunmasıdır ve bu o kadar etkileyici ve unutulmazdır ki dinleyicinin ilgisini çeker ve sunum bittikten sonra da uzun zaman hatırlanır.
7-Neşelen: Beyin mizahı sever. İzleyicinize gülümseyecek bir şey verin. Mizah, savunmaları azaltarak izleyicinizi mesajınıza daha açık hale getirir.
8-Çoklu Duyusal Deneyimlerle Zihinsel Bir Resim Boya: Birden fazla duyuya hitap eden unsurlarla sunumlar yapın: görüntü, ses, dokunuş, tat ve koku.
9-Şeridinizde Kal: Özgün şeffaf ve açık ol, olmadığın bir şey ya da biri olmaya çalışırsan izleyicinin güvenini kazanamazsın.
PechaKucha, diğer bir teknik. İçeriğini kısa sürede ve etkin bir şekilde bir topluluğa sunmayı amaçlayan bir sunuş tarzı. Her biri 20 saniye süren ve otomatik olarak ilerleyen 20 slaytan oluşuyor.
Bazen önemli bir fikir veya kavram hakkında konuşmak için yalnızca 6,4 dakikamız olduğunu düşünmek sıkıcı olsa da neler başarabileceğimizi görmek iyi bir çalışmadır.
Ya siz kendi hikayenizi 20 görselle 6,4 dakika da nasıl anlatırsınız?
Toparlayacak Olursak Etkili Sunum Yapmak İçin
İyi hazırlan, Yapılandırılmış içerik ve planlı bir akış yap, sunumun taslağını önce kağıt, kalem ile çalış, iyi hazırlık ve planlama özgüven getirir
Sunumlarda kullanılmak üzere, arşivin olsun (beğendiğin sunumlar, görseller, güzel sözler, infografikler biriktir)
Vermek istediğin mesajın ne? Ana Mesaj, Destekleyici Mesajlar, Call To Action:«Bu veri ile ne yapılır», «hangi aksiyonlar alınır», «veriyi verdik tamam peki bir sonraki adım ne»
Güncel zaman diliminden kanıtlar, raporlar sun, Veri ile konuş, kaynağı referans ver
Hedef kitlen kim? (Ekip, Yönetici, Üst Yönetim, Müşteri, Yatırımcı, Öğretmen vs)
Hikayen ne?
Bir başkasının telif hakkına tabi görsellerini izinsiz olarak kullanma, referans ver
Görsel desteğe ihtiyacın olmayan bir konuşma yapacaksan, perdeye boş bir slayt yansıt.
Fazlalıklardan kurtul ve veriyi konuştur, veriyi görselleştir, veri, mürekkep oranına dikkat et.
İzleyicilerimizle beklediğimiz fayda ortaktır. Onları kaprisli müşteriler olarak değil oynadığımız takımı tutan seyirciler olarak görelim gol atarsak bizden çok sevinirler.
Bonus olarak profesyonel sunumlar hazırlarken kullanabileceğiniz 25 tüyo ve araç da önereceğim.
Kurumsal kimlik yada sizin kimliğinizi yansıtan bütünlüğü oluştur ve uygula ama nasıl?
İkonlar, renkler, arka plan görselleri, fontlar, çerçeve ve logo yerleşimleri gibi tasarımın olmazsa olmaz ögelerinin birbiriyle konuşması, devamlılık sağlaması maça her zaman 1–0 önde başlamamızı sağlar.
Bütünlük arz etmeyen ve devamlılık hissi vermeyen bir sunum dinleyici ile aramızda bağ kurmamamızı imkansız kılabilir.
1-Etkileyici Font Kullan. Standart yazı tiplerinden kaçınarak dikkat çekici sunumlar oluşturabilirsin. https://fonts.google.com
Tipografi sadece estetik bir seçimden daha fazlasıdır. https://fonts.google.com/analytics linkinden hangi fontların kullanıldığının yoğunluğuna bakabilirsin.
Renkler; direkt olarak duygulara hitap etmesi, akılda kalıcılığı güçlendirmesi, izleyicinin enerjisine ve moduna etki etmesi ve tasarımda devamlılık sağlayıcı olması gibi nedenlerden dolayı sunumun yarattığı izlenimi radikal olarak etkileyen unsurlardan.
Aşırı bilgi yüklemesiyle beyninin yandığını hissettiğin zamanlar oluyor mu?
Tükettiğin tüm ilginç bilgiler hayatında anlamlı sonuçlara mı yol açıyor, yoksa boşa mı gidiyor?
Mind Full, or Mindful?
Hatırlayacak çok şeyin, düşünecek çok şeyin ve yapacak çok şeyin mi var? Hatırlanacaklar, hayatı senin için olması gerektiğinden daha stresli hale mi getiriyor? Klasör bataklığı ile karşı karşıyasın ve sahip olduğunu bildiğin şeyleri bulmaya ciddi vakitler mi harcıyorsun?
Üzgünüm sana kötü bir haberim var. Bugün beynini dolduran bilgi hacmi, gelecek olanlara kıyasla sadece bir damla. Maruz kaldığımız bilgi günden güne artıyor, 1 dakikada internette olan biten her yıl gittikçe daha da fazla artıyor.
A minute on the internet in 2021
Her şeyi kafanda tutmayı göze alamazsın.
En iyi fikirleri kaydetmeyi, bilgileri organize etmeyi, daha kolay erişmeyi ve daha az stresle daha tatmin edici bir yaşam sürmeyi kim istemez.
Zamanını, enerjini, üretkenliğini yönetmek için teknolojiyi kullanmaya ve dijital ikinci bir beyin inşa etmeye ne dersin?
Kişisel Bilgi Yönetimi sistemimi kurmak, not defterlerimi bırakıp, komple dijitale geçmek, ücretsiz, mümkünse çevrimiçi kullanabileceğim, kullanımı basit ve bilgiye çok hızlı erişebileceğim teknolojik bir araç ihtiyacım vardı.
Çok önceleri kullanmaya başladığım ancak sürdüremediğim not alma uygulamalarını tekrar inceledim. Microsoft OneNote, Google Keep, Apple Notes, Bear, Notion, Evernote.
Bu uygulamalarda eksik bir şeyler vardı. İnsan beyni nasıl çalışıyordu? Bilgiyi öğrenme ve saklama özelliği nasıldı?
Bilgiyi öğrenme, saklama ve veriler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarma yeteneğine sahip olan beynimizi modelleyen başka yazılımsal araçlar var mıydı?
Tüm notlarımı bir ağa dönüştürebilmesi ve aralarındaki ilişkiyi gösterebilmesi
Doğrudan bağlantıları kullanarak fikirleri hızlı ve zahmetsizce geliştirebilmem
Graph yapısı sayesinde, istediğim zaman zoom in, zoom out yaparak daha büyük resmi görebilme imkanına kavuşmam
Markdown adı verilen yazı biçimlendirme metodunu destekliyor olmasıyla not alırken elimi hiç klavyeden kaldırmadan yazdıklarımı biçimlendirme imkânı vermesiyle daha hızlı bir şekilde yazabilmemi sağlaması
Ücretsiz olması
Olumsuz yönü henüz çevrimiçi kullanılamıyor olması.
Artık bilgilerime çok hızlı erişiyorum, dijital günlüğümle zihnim hafifledi.
Benim ikinci beynimin durumu 🧠 😉
“Başlamak için harika olmanıza gerek yok ama harika olmak için başlamanız gerekiyor.” — Zig Ziglar
#secondbrain #digitalbrain #linkingyourthinking
Fikirlerimin tohumdan ağaca yetiştiği dijital bahçemi oluşturmaya başladım bile yaz siz ? 🌱 -> ☘️ -> 🍀 -> 🌿 -> 🌲 -> 🎄
Sheryl Sandberg Sınırlarını Zorla #leanin kitabında, Columbia Business School’da, Frank Flynn isimli bir profesör, Heidi Roizen’in hayat hikâyesini, kadınlar ve erkeklerden oluşan bir grup insana okutmuş. Sonra, sadece “Heidi” ismini, “Howard” yapmış ve onu da başka bir gruba okutmuş. Hiçbir şeyi değiştirmemiş, değişen sadece isimmiş.
Biri bir kadının başarı öyküsü, öbürü de bir erkeğin. Daha sonra iki hikâyeyi okuyan öğrencilerin Heidi ya da Howard hakkında ne düşündüklerini soran bir anket yapmış.
Grup iki kişiyi de başarılı, işinin ehli olarak nitelendirmiş ancak, Heidi bencil ve “birlikte çalışmak, işe almak ya da yanında çalışmak istemeyeceğin bir tip” olarak kabul edilirken, gerçek hayatta olmayan Howard, çok sevilmiş ve takdir edilmiş. “Örnek alınabilecek insan, arkadaş olmak istenilen, mutlaka çalışmak istenilen” kişi olarak nitelendirilmiş.
Tamamen aynı veriler, aynı hikâye ve aynı kelimeler olmasına rağmen tek bir fark –cinsiyet farkı– bu sonucu doğuruyor.
Erkekler açısından, başarı ve sevilebilir olma olgusu, doğru orantılı olsa da kadınlar açısından ters orantıya sahip olduğu çalışmanın sonucunda gözüküyor.
Peki kadınlar ülkelerin nüfuslarının yaklaşık yarısını oluşturmasına rağmen, neden bu sayısal eşitlik çalışma hayatına yansımıyor ve eşit düzeyde temsil edilemiyoruz?
Çeşitlilik ve eşitlik konusunda öncü kabul edilen GAFAM Big Tech firmalarında bile ortalama %24’ü teknoloji alanında çalışan kadınlardan oluşuyor. (Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft). Google’ın küresel ölçekteki liderlerinin % 28’i kadınlardan oluşuyor.
Türkiye’de Teknoloji girişimlerinin sadece % 5’i kadınlar tarafından yapıldı.
Türkiye’de oranların çok daha düşük olduğunu görüyoruz, katetmemiz gereken uzun bir yolumuz var.
Pandemi döneminde, uzaktan çalışan kadınlar; iş hayatındaki sorumluluklarına ek olarak, ev işleri, çocuk bakımı v.b. sorumluluklarıyla başbaşa kaldı. Teknoloji alanındaki kadınların % 42’si pandemi sırasında ev işlerinin çoğunu üstlendiğini belirtti. Buna karşılık olarak bu oranın erkeklerde yalnızca % 11 seviyesinde kaldığı görülüyor.
Sevilmeme korkusu, olumsuz algılanma korkusu, başarısız olma korkusu veya evde eş/anne olma sorumluluğu kadınları bloke eden iç seslerin başında geliyor.
BCG tarafından yayınlanan raporda, en az 3 kadın yöneticisi olan şirketlerin 5 yılda, olmayanlara göre, Özkaynak Karlılığında (ROE) % 11 artış sağladığı görülüyor.
Öyleyse kadınları sahnede daha fazla görmek için neler yapmalıyız?
TrustRadius Teknolojide Kadın Raporunda, katılımcı kadınların % 79’unun düşüncesine göre, kadınların teknoloji alanında güçlendirilmesi konusunda, atılması gereken en önemli adımın, daha fazla kadının liderlik pozisyonuna gelmesi olduğu ortaya çıkıyor.
Önerilen diğer çözümlerse;
Mentorluk imkânlarının sağlanması (% 72),
Esnek çalışmanın olması (% 64),
Bilinçsiz önyargılarla mücadele için eğitimleri artırmak (% 57),
Eşit analık ve babalık izni verilmesi (% 55).
Şimdi harekete geçme zamanı.
Paris’de gerçekleştirilen Generation Equality Forum’da Devlet Başkanları, liderler ve aktivistler, toplumsal cinsiyet eşitliğini hızlandırmak ve pandeminin kadınlar üzerindeki sonuçlarını ele almak için “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Küresel Hızlandırma Planı” başlattı.
Küresel cinsiyet eşitliğine ayrılan, forumun öngördüğü 40 milyar ABD Doları tutarındaki yeni yatırımın, şimdiye kadarki en büyük toplu kaynak aktarımı olacağı öngörülüyor.
Türkiye’de de kadın girişimcilerin mikro ve makro sorunlarına kamu ve özel kuruluşlarından farklı destekler verilmekte olup, bu desteklerin daha da arttırılması faydalı olacaktır.
Ada King, Lovelace Kontesi’nin dünyanın ilk bilgisayar programcısı olduğunun kabul edildiğini unutmayalım. Kadınlar olarak; cesaret, liderlik, ileri görüşlülük, özgüven, zaman yönetimi, finansal bilgi, yönetim becerisi, esneklik, hırslı olmak, iletişim becerilerine sahibiz.
Kadınlar iş hayatında “masaya oturmaktan” korkmamalı, oturmak için davet beklememeli.
Bilgi, beceri, deneyim ve performans odaklı bir anlayış benimsenmesi ve cinsiyet farklılığının bir zenginlik olduğunun bilinciyle; şirket içinde adil bir ortamın yaratılması, fırsat eşitliğinin ve eşitlikçi uygulamaların bulunmasının daha iyi bir dünyaya giden yol olduğunu düşünüyorum.
“Toplumdaki başarısızlığın nedeni, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır.” Mustafa Kemal Atatürk, 1923